Sadri Alışık Sözleri

Bu Sayfada Birbirinden Güzel Sadri Alışık Sözleri Yer Almaktadır , Sadri Alışık Sözlerini Okuyup Arkadaşlarınız İle Veya Sosyal Platformlarda Paylaşabilirsiniz.

Öpüşecek birilerini aramadık hani. Bizim için ölsün de demedik. Az bir şey sevsin üstünü biz tamamlardık.

Gene yutulduk, gene meteliğe atıcak kurşunumuz bile kalmadı.

Kötülük içkide değildir ki, kötülük insandadır. Ama suçu hep içkiye atmışlardır.

İyi niyetten kaybetmek mi? Kaybetmeyi göze alacak kadar “iyi niyetli” olmak mı? Yoksa bile bile lades miydi bizimkisi? Ben hep iyi niyetimden kaybettim abi.

Gitti diye niçin ödüm koptu? Bu kız temelli kalıcak değil ya, birgün elbet gidicek. Giderse felaketim olur be.

Senin her şeyin yerinde ama dilin torna görmemiş. Akşam gel de öğretiyim küçük hanım.

Seni gördüğüm zaman böyle içimde bir şeyler oldu. Konuşmayı beceremem ama anladın di mi? Canımsın be! Güneşimsin havamsın, yani şu ağzımdaki izmarit yok mu kız! İşte onun gibisin be! Yani buramdasın be! Sen hayatın tek golüsün yani.

Sevildiğin kadar zenginsin, sevdiğin kadar cömert. İnandığın kadar özgürsün, yaşadığın kadar ölümsüz.

Canımsın be yüreğimsin ötesi var mı?

Şanzımanı görme, motor desen yani gelinlik kız hemde namuslu tarafından. Şu nikelaja bak be böylesini Dolmabahçe sarayına ayna diye asıyorlar.

Ne zaman gol diye sevinsek arkamızı dönüp baktığımızda ofsayt bayrağını kaldırmış bir hayat görüyoruz.

Zaten onu hiç sevmedim ben, hiç sevmedim. Yalnızlığımı bölüştüm bir ara hepsi bu kadar. Sonra içten içe gülüştük biraz, bir demet çiçek, niyet kuşu, deniz kıyısı, karpuz sergisi, falan filan…

Yalvarmaktansa kaybetmeyi tercih ederim, prensip meselesi.

Ve serseri, ve efendi, ve hüzünlü, ve komik, ve gönlü zengin, ve cebi delik, ve karmakarışık…Hayat işte, çokça Sadri Alışık.

Şimdi sizden tek isteğim beni hep sevin ve beni hiç unutmayın.

44 yıldır çok sevdiğim bir mesleği yapıyorum. Bunun acısını, ızdırabını, yorgunluğunu, kederini, meşakkatini çektim ama şerefini taşıdım… İnanır mısınız? Bütün bunlardan sonra ölürken mutlu öleceğim.

İyi insan olmanın da, hoş görünün de, sevmenin de sermayesi bedava. Sevin lan bir birinizi!

Sokak köpeklerine selam vermeye başladıysan, insan olmaya çeyrek kalmıştır.

Bakma bana öyle derin.Kederimden geberiyorum.

Dalgalarla boğuşmaktan yorgun düşmüş bir gemiyim, bir limana ihtiyacım var sığınacak. Öylesine yorgunum işte, öylesine düşkün, öylesine bitap.

Para basmakla adam adam olsaydı darphane müdürünün mezarına nur yağardı be.

Bazen bir gülüş için ömür bile verilir.

Bu amca bey. İyi adamdır hoş adamdır, Dili tatlı cebi beş altı katlıdır, Kalbi derin bir yerlerde saklıdır, Ve siz ne söylerseniz söyleyin en sonunda yine o haklıdır. Hey yavrum hey.

Bu lafların hiçbir lüzumu harbiyesi yoktur, neden dersen, çünkü bunların hepsi hoş fakat boştur, senin yolun düz bizimkisi yokuştur.

Seni öyle bir severim ki, Dengeni kaybedersin. Kiliseye gider, ‘Selamun aleyküm’ dersin.

O böyle kolalı ütülü bir adam istiyor bende akşam vakitleri meyhaneleri seviyorum deniz kıyısında sandalda balık kızartanları seviyorum sarhoşladım mı şarkı söylemeyi bayram yerlerinde cambaz seyretmeye bayılıyorum istasyonlarda sırtüstü yatıp trenleri dinliyorum.

Sen sağ ben selamet. Haydi oğlum Kazım sefalete devam et.

Kalmışım ara yerde tozdayım dumandayım, kirli bir mekândayım iğrenç bir zamandayım.

Daracık sokaklara girmişim. A dostlar tutup sofralar vermişim. Ya ev bark kurup satmışım. Avarelik mavarelik etmişim. En sonunda, oyuncu olmuşum olabildiğimce.

Yani bir şey değil ama bir kişide çıksa bir aferin sallasa Allah’ıma kitabıma canımı veririm be.

Ulan ne var sende be? Yeni bir tedavi şekli mi buldum yoksa? Her ne hal ise, seni düşünmek iyi geliyordu bana.

O tabancayla ben sana bi şey yapardım ama o film bu film diil işte.

Benimki dün gecede gelmedi nasılda bekledim be 10 senelik bekledim.

Kızarsam geçer ama. Soğursam eskisi gibi olmam.

Hayat demek ölümü beklemek demektir, az çok hepimiz denizi, yıldızları, ağaçları, işte falanları, filanları göreceğiz. Bir çok şeyin tadına bakacağız sonra da ister istemez gidiyorum elveda şarkısını söyleyeceğiz. Öyle ise gidenin de kalanın da gönlü hoş olsun.

İnsanlarda benim gibi kara bahtım kem talihim şarkısı ile idare ediversinler. İşte o kadar.

Seni gördüğüm an zıpkın yemiş orkinosa döndüm.

İstemesekte, büyür…/Ağaçlar, çocuklar, insanlar./İstemesekte solar çiçekler../ Birleşin kardeşler, arkadaşlar/ Neden uzak durursun a Beyazıt kulesi./ Galata’da dostun var.

Madem ki günün birinde hepimiz çekip gideceğiz; o halde bunca matem, bunca kahır ne için?

İkinci bir şans verilse; Seven yine sever, vuracak olan yine vururdu.

Ümitli yada ümitsiz olmak bize düşmez . Biz bayrağı teslim edeceğimiz günü beklemekteyiz.

Hayat demek ölümü beklemek demektir; az çok hepimiz denizi, yıldızları, ağaçları, işte falanları, filanları göreceğiz. Birçok şeyin tadına bakacağız sonra da ister istemez ”Gidiyorum Elveda” şarkısını söyleyeceğiz. Öyle ise gidenin de, kalanın da gönlü hoş olsun.

Benim hayatım hüzama çalar hep, İnceden hicaz bir girizgah ile. Ertesi hariciden gazeldir. Hafiften bir kemani klarnet taksimiyle.

Gün bitti be usta … Ne kaldı geriye, Kursaktakilerden başka…Nasip ..! Belki yarına, Belki sonsuza.

Bu da mı gol değil be?

Gül haydi, yüzüne gülmek yaraşır. Hemen şimdi. Bak, bak ben nasıl gülüyorum dünya umurumda değil!

Geçmişi, eskiden olanları, kalbinin sızısını, sevdiğin insanı falan her şeyi boş vererek gülmelisin.

Bizde çakırın meyhanesinde hicran yine mi hicran bu aşkın sonu söyle şarkısına atalım kendimizi.

Ya buram yanıyor abi direksiyon, yol, taş, viraj, yav trafik memurunu Türkan görüyorum iyi mi. Sebepsiz yere doluyor gözlerim ne yemek ne içmek durup dururken bi ağlama ölüyorum be.

Düşündüm de, insan ömrü dediğin sayfalık bir hikaye… Onu da olur olmaz şeylerle karalamak yanlış.

Görmedim ömrümün âsûde geçen bir demini/ Çekerim hep o siyâh gözlerinin mâtemini/ Hasretiyle inlediğim çekti benden elini/ Çekerim hep o siyâh gözlerinin mâtemini.

Yahu ben kuruntu yapmam. Bi şey var Müjgan’da. Yüzüğünü takmadı, yüzü hiç gülmedi. Ya Müjgan bugün güzel bile değildi. Ötesi var mı?

Ama kabahat bende değil. Şarkılardaki o kızda.

Lağımcı değiliz oğlum. Balıkçı adam kokusunu değiştirdi mi mesleğini inkar etmiş olur.

Sen ofsayt nedir bilir misin abla? İşte o benim. Ömründe hiç bir işe yaramamış bir baltaya sap olamamış bir hergelenin heykeli dikilse. Benim kalıbımı dökerlerdi!

Nasıl severim seni bir bilsen. Ellerini, saçlarını, mülteci bakışlarını. Bir de; Ayhan Işık’ı, Belgin Doruk’u.

Korkma, dünyada her zaman inanılacak sağlam şeyler bulunur.

Öyle bir sevdim ki Müjgan’ı dünyamı şaşırdım. Haddimi bilemedim. Evleniriz gibi geldi bana. Evimiz yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi.

Günü birlik kazan, günü birlik yaşa ee sonu ne olacak bunun? Günün birinde kimsesizler mezarlığına atarlar bizi.

Zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler, unuttum bende unuttum. Hiç aklıma gelmedi!

Erkekliğin haritası böyle yazar.. Delikanlı adam toz kaldıracak biraz!

Bakma kılığımıza. Hovardalıktan geldik bu hale, fukaralıktan değil.

Spak üç çay çek bize oradan, demli olsun.

Yine her şey bu gecede olması gerektiği gibi; üzüntülü ve ağır.

Kimimiz hasretiz sevdiğimize/ Kimimiz yanarız gençliğimize/ Gelmeden yolculuk sırası bize/ İçelim a dostlar neşe dolalım/ İçelim bu akşam sermest olalım.

Yaşamak Müjgan gibi bir şeydir, ölmek Müjgan yok demektir.

Korkma! Paramız yok ama yaşıyoruz, sağlamız ve artık iki kişiyiz .. Fakir ümidi işte .. Dünyada her zaman inanılacak şeyler bulunur.

Sen bakma fotoğrafımıza içimize bak. Tabii görebilirsen.

Bu Sayfamızda Birbirinden Güzel Sadri Alışık Sözlerini Okudunuz,  Ayrıca Sizler de Sitemize Katkıda Bulunmak İstiyorsanız; Yorum Bölümüne Bildiğiniz özlü ve anlamlı Sadri Alışık Sözlerini Yazabilirsiniz.