Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri

Bedi Uz Zaman Said Nursi Sozleri

Bu Sayfada Birbirinden Güzel Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri Yer Almaktadır , Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri Okuyup Arkadaşlarınız İle Veya Sosyal Platformlarda Paylaşabilirsiniz.
Bir derdin dermanı, başka bir derde zehir olabilir. Bir derman, haddinden geçse dert getirir.

Deli adama “iyisin, iyisin” denilse iyileşmesi, iyi adama “fenasın, fenasın” denilse, fenalaşması nadir değildir.

İhyay-ı din, ihyay-ı millettir. Hayat-ı din, nûr-u hayattır.

İnsanın kıymeti, himmeti nispetindedir. Kimin himmeti milleti ise, o tek başına bir millettir.

Zaman, cemaat zamanıdır.

Ye’s mani-i her kemaldir.

Büyük adama, her şeyde büyük olmak lâzım gelmez.

Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki, bütün vaktini ona sarf ediyorsun?

Vücudun vücudu kemal iledir. Kemalin kemâli de devam ile olur.

Her işin, her şeyin tekâmülü, zıtların mukabele ve rekabet etmeleriyle olur.

En büyük saadetler, büyük ve acı felâketlerin neticesidir.

Göz, kalbin ayinesidir.

Asıl musibet ve muzır; musibet, dine gelen musibettir. Musibet-i diniyeden her vakit,dergah-ı ilahiyeye iltica edip feryat etmek gerekir.

Vesveseye büyük nazarıyla baksan büyür, küçük nazarıyla baksan küçülür.

İnsanlar hür oldular ama yine Allah’ın kuludurlar.

Şöhret, insanın malı olmayanı da insana mal eder.

Her söylediğin doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değildir.

Muhabbetin gözü kördür.

Dua, ubudiyetin ruhudur ve halis bir imanın neticesidir.

Hazmolunmayan ilim, telkin edilmemelidir.

Kabrin arkası için çalışınız, hakiki saadet ve lezzet oradadır.

Nefsini ıslah etmeyen, başkasını ıslah edemez.

Menfaat üzerine siyaset; canavardır.

Ömrün kısa ise, ebedi bir ömür var; merak etme.

Münakaşadan kaçınmak, en büyük münakaşayı kazanmaktır.

Bir şeyin şerefi neslinde değil, zatındadır. Bir şeyin aslını gösteren semeresidir.

Atalet; vücut içinde dem, hayat içinde mevttir. Sa’y ise, vücudun hayatı, hem hayatın yakzasıdır.

Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşamam.

Bütün yıldızları elinde tutamayan, bir tek zerreye Rab olamaz.

Nisyan, dahi nimettir. Yalnız her günün âlâmını çektirir, müterakimini unutturur.

Bu zamanda lisan-ı hâl, lisan-ı kâlden daha tesirlidir.

Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı taktirde, fani dünya eserlerine kıymet verme.

İman, bir manevi cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise, manevi bir zakkum-u cehennem tohumunu saklıyor. Demek ki selamet ve emniyet yalnız İslamiyet’te ve imandadır.

Vefa, dost ikliminde yaşayan güllerdendir.

Bekarlık, bikarların kârıdır.

Âlim-i mûrşid koyun olmalı, kuş olmamalı. Koyun kuzusuna süt, kuş yavrusuna kay verir.

Şöhret, kalbi öldüren zehirli bir baldır. İnsanı insanlara abd ve köle yapar.

Lâyemut değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni yaratanı düşün, kabre gireceğini bil, öyle hazırlan.

Şiir, şairlere ait bir takım solmayan çiçekler ve bu çiçeklerin çevreye saldıkları kokular demektir.

Nimetin devamı zatından daha kıymetlidir. Lezzetin devamı lezzetten daha lezizdir. Cennete devam eden cennetin fevkindedir.

Şiir, ötekileri kurcalama yolunda duyulan “hay-huy” veya bu uğurda ki cehdin iniltileridir.

Göz öyle bir hassedir ki, ruh bu alemi o pencereden seyreder.

Sivrisineğin gözünü halk eden, güneşi dahi halk etmiştir.

Batılı tasvir, saf zihinleri bulandırır.

Bazen saadette felaket olduğu gibi, felaketten dahi saadet çıkar.

İnsaflı tenkit, hakikati rendeçler.

Merak, ilmin hocasıdır.

Her kemâle bir noksan takmak, bu alem-i kevnü fesadın şanındandır.

Neme lazım başkası düşünsün, istidadın yadigârıdır.

Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz; meşrû dairede ki keyfe iktifa ediniz, o keyfinize kafidir.

Hürriyetin en geniş şekli, Cumhuriyet’tir.

Allah’ı tanıyan ve itaat eden, zindanda da olsa bahtiyardır. O’nu unutan sarayda da olsa zindandadır, bedbahttır.

İman ne derece mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte asr-ı Saadet.

Ağacın neticesi meyve olduğu gibi, meyvenin çekirdeği vasıtasıyla neticesi; gelecek bir ağaçtır.

Çamın gayet küçük bir tohumunda, koca çam ağacının fihristini ve mukadderatını yazan kalem, celbette semavatı yıldızlarla yazan kalem olabilir.

Büyük görünme, küçülürsün.

İman; tevhidi, tevhit; teslimi, teslim; tevekkülü, tevekkül; saadet-i dareyni iktiza eder.

İnsanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil, bir kalbin mevcut olmasıdır.

İnsanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır.

Güzelliğin güzelliğini artıran, çirkinin çirkinliğidir.

Fıtrat, yalan söylemez.

Güzellerin güzel yüzlerinde güzelliği yaratan, elbette o güzelliğe müştakları da yaratır.

Hayat, kesrette bir çeşit tecelli-i vahdettir.

Cesed-i insan; havaya, suya, gıdaya muhtaç olduğu gibi, ruh-u insan da namaza muhtaçtır.

Bir şey bütün elde edilmezse, bütün bütün elden kaçırılmaz.

Sıkıntı, sefahatlerin muallimidir.

İbadetin ruhu ihlastır; ihlas ise yapılan ibadetin, yalnız emredilmiş olduğu için yapılmasıdır.

İşlediğimiz her bir günah; kafamıza giren her bir şüphe, kalp ve ruhumuzda yaralar açar.

Cennet olmazsa, cehennem tâzib olmaz.

Bir fikre davet, cumhûr-u ulemanın kabulüne vâbestedir, yoksa davet bid’attır, reddedilir.

İ’layı kelimetullahın bu zamanda büyük bir sebebi, maddeten terakki etmektir.

Öyle bir zaman olur ki, bir kelime bir orduyu batırır.

Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir nispet, ulvi bir münasebet ve nezih bir hizmettir.

Meziyetin varsa, hafâ türabında sakla, ta neşu ü nema bulunsun.

Haksızlığı hak zannedenlere karşı hak dava etmek, hakka haksızlıktır.

Bir insan, ebed için halk edilmiş ve ebede gidecektir. Bu dünya ona bir misafir hanedir ve ahretine bir intizar salonudur.

Nefsini beğenen ve nefsine itimat eden bedbahttır. Nefsinin ayıbını gören, bahtiyardır.

Düşmanın düşman kaldıkça dosttur. Düşmanın dostu, dost kaldıkça düşmandır.

Hayat; bir şeyi, her şeye malik eder.

Sabır, yücelme ve fazilete ermenin mühim bir esası ve iradenin zaferidir.

Aç canavara karşı tahabbüb; merhametini değil, iştihasını açar. Hem de diş ve tırnağının kirasını da ister.

Her yeni gün, hem sana hem herkese yeni bir alemin kapısıdır.

Mümini düşünmek lezzeti, nimeti düşünmekten daha lezizdir.

Ömür kısa, lüzumlu işler pek çoktur.

Zaman gösterdi ki; cennet ucuz değil, cehennem daha lüzumsuz değil.

Abd ile mabud arasında en yüksek ve latif nispet, ancak ibadettir.

Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.

Güneş varken, mumların ışığı altına girmeye gerek yok.

Paslanmış eşsiz bir elmas, daima parlatılmış cama tercih edilir.

İnsan çekirdeğe benzer. Mahiyetine kudretten ehemmiyetli cihazat ve kaderden kıymetli programlar tevdiî edilmiştir.

Hayat sebebiyle, karınca küreden büyük olur.

Hayat, iman ve cihattır.

Şöhret, zehirli  bir baldır.

İnsan, Cenab-ı Hakk’ın antika bir sanatıdır.

Himmetine, şahsına hasreden; insan değildir.

Bismillah, her hayrın başıdır.

Muhabbet, uhuvvet sevmek; İslamiyet’in mizacı ve rabıtasıdır.

Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, yaşamdan tat alır.

Sünnet-i seniyye edeptir. Hiçbir meselesi yoktur ki altında bir nur, bir edep bulunmasın.

İslamiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.

Bazen düşmanlık, şiddet-i muhabbetten gelir.

İnsanları canlandıran emeldir, öldüren yeistir.

Hayat zannettiğin hâlât, yalnız bulunduğun dakikadır.

Musibetler, dergah-ı ilahiye sevk etmek için birer kadeh kamçılarıdır.

Mazlumiyetle ölmek, zalimiyetle yaşamaktan daha iyidir.

İnsan-i ilahiden fazla ihsan, ihsan değildir. Her şeyi olduğu gibi tavsif etmek gerektir.

Musibet-i amme, ekseriyetin hatasına terettüp eder.

Günah; iradenin yüzüne atılmış bir tükürük ve ruha içirilmiş bir zakkumdur.

Namaz dinin direği ve kıvamı olduğu gibi, zekât da; İslam’ın kantarası yani köprüsüdür. Biri dini diğeri asayişi muhafaza eden, iki ilahi esastır.

Bu misafirhaneyi dünyada nazarı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. Sen nasıl nizamsız, gayesiz kalabilirsin?

Mevcutla, iktifa; gayretsizliktir.

Din ile dünyanın avına çıkılmaz.

Eğer hasmını mağlup etmek istersen, fenalığa karşı iyilikle mukabele et.

Fehim, ifhamdan daha esheldir.

İlhamla coşan bir gönülde; zerre güneş, damla da derya olur.

Her gülde diken olur ama kesinlikle dikende gül bitmez.

Lezzetin en büyük lezzeti, gerilenme ve değişmesindedir.

İnsanoğlun da hak tecellilerinde açık olan zirve; gönüldür.

Hayatını, bulunduğun an bil.

İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise insanın vazife-i asliyesi, iman ile duadır. Küfür, insanı gayet aciz bir canavar hayvan eder.

Biçare hakikatler, kıymetsiz ellerde kıymetsiz olurlar.
Bu Sayfamızda Birbirinden Güzel Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri Okudunuz, Ayrıca Sizler De Sitemize Katkıda Bulunmak İstiyorsanız; Yorum Bölümüne Bildiğiniz özlü ve anlamlı Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri Yazabilirsiniz.
Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri Alıntıları , Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri sözleri ve alıntıları , Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri Sözleri, Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri Özlü Sözleri, Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri Anlamlı Sözleri, Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri sözleri tumblr, Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri sözleri facebook, Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri sözleri instagram, Bedî-üz-Zamân Said Nursî Sözleri