Dövüş Kulübü Sözleri

Dövüş Kulübü Sözleri
  Bu Sayfada Biribirinden Güzel Dövüş Kulübü Sözleri Yer Almaktadır ,  Dövüş Kulübü Sözleri Okuyup Arkadaşlarınız İle Veyada Sosyal Platformlarda Paylaşabililirsiniz. 

Anlatıcı

İnsan uykusuzluk çekerken aslında hiç uyumuyor ve hiçbir zaman da uyanık duramıyor.

Bir tümörüm olsa adını Marla koyardım.

Babam beni terk etti. Tyler beni terk etti. Ben Jack’in kırık kalbiyim.

Bir an için Tyler’ın kontrollü patlama planını unutup tabancanın temizliğini düşündüm.

Bob’un göğüslerine bastırılmış uyurken Tanrınınkiler de böyle olmalı diyorsunuz.

Gittiğim her yerde tek porsiyon hayat var. Tek porsiyon şeker, tek porsiyon krema, tek porsiyon tereyağı.

Farklı bir zamanda, farklı bir yerde uyanırsan farklı bir insan olarak uyanabilir misin?

Damağındaki küçük çizik dilinle oynamasan hemen geçer ama duramıyorsun.

Tyler Durden

3 dakika… Hepsi bu. Sıfır noktasındayız. Olayın şerefine bir konuşma yapacak mısın?

Bu senin yaşamın ve her geçen dakika sona eriyor.

Bana bütün gücünle vurmanı istiyorum.

Bizler özel değiliz.

Dibe vurmak, gidilen bir seminer ya da bir haftasonu tatili değil. Her şeyi kontrol etmeyi bırak ve rahat ol artık, tamam mı!

Yaşamı sevmemize ramak kalmıştı.

Omlet yapmak için yumurtayı kırmak zorundasın.

Burada yaşayan en güçlü ve en zeki erkekleri görüyorum. Bu potansiyeli görüyorum ve hepsi heba oluyor. Lanet olsun, bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor, ya da beyaz yakalı köle olmuş. Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşinde. Nefret ettiğimiz işlerde çalışıp gereksiz şeyler alıyoruz. Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. Bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız. Televizyonla büyürken, milyoner film yıldızı ya da rock yıldızı olacağımıza inandık, ama olmayacağız. Bunu yavaş yavaş öğreniyoruz ve o yüzden çok çok kızgınız.

Hayır, değil. Eğer hiç kavga etmemişsen kendini tanıman ne kadar mümkün? Hiçbir yara izim olmadan ölmek istemiyorum.

Sahip oldukların sonunda sana sahip oluyor.

Bırakın evrilelim; her şey düşeceği yere düşsün.

Her şeyden önce korkmayı bırakıp bir gün öleceğini kabullenmelisin.

Sadece her şeyi kaybettikten sonra özgür kalabiliriz.

Tebrikler.. Dibe vurmaya biraz daha yaklaştın.

Popona tüy yapıştırmak seni tavuk yapmaz.

Benim dünya görüşümde, sen Rockefeller merkezi harabelerinin etrafındaki ormanda av peşindesin. Hayatın boyunca üzerinde olacak deri giysin var. Sears kulesini saran sarmaşıkları tırmanacaksın. Tepeden aşağıya baktığın zaman sadece un yapan ya da asfalt yolda et kurutan minik insanlar göreceksin.

Sizler işiniz değilsiniz. Sizler paranız kadar değilsiniz. Bindiğiniz araba değilsiniz. Kredi kartlarınızın limiti değilsiniz. Sizler iç çamaşırı değilsiniz. Sizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden pisliklerisiniz. Hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz.

İnsanlar bunu her gün yapıyor. Kendileriyle konuşuyor, hayallerindeki gibi olmak istiyorlar. Ama cesaretleri olmadığı için eyleme geçmiyorlar.

Evet, biz tüketiciyiz. Tutkulu bir yaşam tarzının yan ürünleriyiz.

Acı ve kurban olmadan hiçbir şey yapamazdık.

Babalarımız bizler için tanrı modeliydi. Eğer babalarımız bizi terk ettiyse Tanrı nasıl biridir?

Tanrı’nın senden hoşlanmadığı olasılığını da düşün. O seni hiç istemedi, hatta büyük olasılıkla senden nefret ediyor! Bu başına gelebilecek en kötü şey değil.

Dövüş kulübünün ilk kuralı: Kulüpten söz etmemek,

2. kuralı: Kimseye kulüpten söz etmemek,

3. kuralı: Ayakkabı, tişört yasak,

4. kuralı: Dövüşler tek tek yapılır,

5. kuralı: Dövüşte iki kişi vardır,

6. kuralı: Biri pes derse sakatlanır ya da bayılırsa dövüş sona erer,

7. kuralı: Dövüş gerektiği kadar sürer,

8. kuralı: Dövüş kulübündeki ilk gecenizse dövüşmek zorundasınız.

Medeniyetin gittiği bu yönde maddi eşyaların önemini reddediyorum.

Bir görgü kuralı: Sana popomu mu göstereceğim yoksa önümü mü?

Laneti ve affedilmeyi boş ver. Biz Tanrı’nın istenmeyen çocuklarıyız. Öyle olsun!

Bilmem öyle mi aslında benim daha çok hakkım var senin hala testislerin var öyle değil mi?

8G’deki kızın kendine inancı yok ve yaşlandıkça, seçeneklerinin azalacağından korkuyor. İyi şanslar.

Anaokulundan beri böyle sevişmemiştim…

Kendi içimdeki hastalıklı ve iltihaplı pisliği kucaklıyorum. Yan cadı, yan.

Biliyorsun ki, prezervatif neslimizin kristal ayakkabısı. Bir yabancı ile tanıştığında, geçiriveriyorsun onu. Bütün gece dans ediyorsun, sonra da atıveriyorsun. Prezervatifi kastediyorum, yabancıyı değil.

Hayvan Kontrol Merkezi gidilecek en iyi yer. İnsanların sevip, sonra da atıverdikleri küçük köpekçiklerin, kedi yavrularının, hatta yaşlı hayvanların ilgini çekmek için hoplayıp zıpladıkları bir yer, çünkü üç gün sonra aşırı dozda sodyum fenobarbital verilip, büyük hayvan fırınına gidecekler.

Birileri seni, hayatını kurtaracak kadar sevse bile, yine de kısırlaştırılmaktan kurtulamazsın.

Seni kazanmam mümkün değil, değil mi?

Sana yeni elbisemi göstermek istedim. Bu bir nedimenin elbisesi ve tamamen elde yapılmış. Beğendin mi? İyi Niyet Tasarruf Derneği bir dolara sattı. Bu çirkin mi çirkin elbiseyi yapmak için birileri bu küçücük dikişlerle uğraşmış.

Senden kürtaj olmak istiyorum.

 

Fight Club (Dövüş Kulübü) Film Replileri ve Sözleri

 

Bu yükseklikte etraf o kadar sessiz ki, insan kendini o uzay maymunlarından biri sanıyor. Sana öğrettikleri küçük görevi yerine getiriyorsun. Bir kolu çek. Bir düğmeye bas. Neyi neden yaptığını bilmiyor, sonra da ölüp gidiyorsun.

Narrator

Her kalkış ve inişte, uçak bir tarafa doğru fazlaca yattığında, kaza olsun diye dua ederdim. Hepimizin çaresizlik içinde öleceği, insan bedenlerinin uçağın gövdesinde sıkışıp kalacağı o anı düşünmek uykusuzluğuma ilaç gibi gelir, üstüme dayanılmaz bir uyku çökerdi.

Uykusuzluk böyledir işte. Her şey çok uzaklardadır, bir kopyanın kopyası gibi. Dünyayla arana öyle bir mesafe sokar ki, ne sen bir şeye dokunabilirsin, ne de bir şey sana.

Mobilya satın alırsınız. Kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. Kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi işiniz ters giderse gitsin, en azından kanepe sorununuzu çözmüş olduğunuzu bilirsiniz. Sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. Bir zamanlar sahip olduğunuz şeyler artık sizin sahibiniz olur.

Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük, ama olmayacağız. Simdi bunu anlamaya başlıyoruz.

Ben Jack’in dışlanmışlık hissedeniyim.

Hangisi daha kötü, cehennem mi, hiçlik mi?

Dövüş kulübünde geçen bir geceden sonra, gerçek dünyadaki her şeyin ses ayarı kısılmış gibi olur.

Hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz.

Kendini geliştirmek mastürbasyondur, kendini yok etmek ise asıl soruların cevabı…

Ve dördüncü kural… Sadece iki kişi dövüşür.

Sen gerçek değilsin, o silah senin elinde değil aslında benim elimde.

Başka bir yerde, başka bir zamanda uyanabilseydim, başka bir insan olarak uyanabilir miydim?

Çünkü ancak kendimi mahvederek ruhumun gerçek gücünü keşfedebilirim.

Acı ve çelişki olmasaydı hiçbir şeyimiz olmazdı.

Dövüş bittiğinde hiçbir şey çözülmemişti, ama hiçbir şeyin önemi yoktu.

İnsan uykusuzluk çekerken aslında hiç uyuyamıyor ve hiçbir zaman da uyanık kalamıyor.

Bizler eşsiz değiliz. Süprüntü ya da pislik de değiliz. Biz sadece biziz. Biz sadece biziz ve hayatta başımıza gelenlerin bir nedeni yok.

Tyler bana bir garsonluk işi buluyor, sonra ağzıma bir silah sokmuş ve diyor ki, sonsuza kadar yaşamak istiyorsan, ilk adım olarak ölmek zorundasın.

Tüm umudunuzu kaybetmek özgürlüktür.

Altıncı kural… Tişört yok, ayakkabı yok.

Zaman aralığını yeterince uzun tutarsanız, herkesin hayatta kalma şansı sıfıra düşer.


Uçaklara neden oksijen maskesi konulduğunu biliyor musun??? Çünkü oksijen kafa yapar ve birden bire bütün vücudun rahatlayıp gevşer. Acil durumda panik halde derin nefesler alırsın buradan belli oluyor saatte bin kilometre hızla suya acil iniş hiç panik yok Hindu inekleri kadar sakinler.

Biz kadınlar tarafından büyütülmüş bir erkek nesliyiz. Başka bir kadının aradığımız şey olduğunu sanmıyorum.

Yedinci kural… Dövüş süre bildiğince uzun sürer.

Bize dünyanın b*kundan ve pisliğinden başka bir şey bırakmadılar.

Marla’nın hayat felsefesi, bana söylediğine göre, ölmeye her an hazır oluşu. Marla’nın hayatındaki trajedi ise ölmüyor oluşu.

Ağzınızda bir silah varken ve silahın namlusu dişlerinizin arasındayken ancak sesli harflerle konuşabilirsiniz.

Bu senin hayatın ve anbean sona eriyor.

Başıma bir silah daya ve duvarları beynimle boya.

Evet, biz tüketiciyiz. Tutkulu bir yaşam tarzının yan ürünleriyiz. Cinayet, suç, fakirl​ik bunlar beni ilgilendirmiyor. Benim için önemli olan magazin dergileri. 500 kanallı TV, iç çamaşırım da kimin adının yazdığı..

Bizim neslimiz Büyük Depresyon’u ya da Büyük Savaş’ı yaşamadı. Bizim savaşımız ruhsal bir savaş. Bizim depresyonumuz kendi hayatlarımız.

İnsan sevdiklerini öldürür diye bir söz vardır ya; aslında bakın, insanı öldüren de hep sevdiğidir.

Dinleyin Sürüngenler! Sizler özel değilsiniz, sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz! Bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz! Hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz!

Tyler

Her akşam ölüyor ve her sabah doğuyordum.

Dövüş Kulübü’nün ikinci kuralı… Dövüş Kulübü hakkında KONUŞMAYACAKSINIZ.

Güzel ve emsalsiz bir kar tanesi değilsin. Herkes gibi sen de o çürüyen organik maddeden yapılmasın.

İşyerinde, koridorda insanların yanından geçerken, herkesin küçük düşmanca yüz’üne karşı tamamenzen bir tavır takınıyorum.

Dibe vurmadan özgür olamazsın.

Yuva yapma içgüdülerine tutsak düşen tek ben değildim… Hepimizde Johanneshov markalı koltuktan var, yeşil çizgili Strinne deseniyle kaplı… Hepimizde Rislampa/Har markalı aynı kağıt lambadan var… Benimki artık bir konfeti… Çelik üstüne çinko kaplama Vild marka ayaklı saatim. Tanrım ona sahip olmasam ölürüm… Mobilya satın alırsınız. Kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe… Sonra hayalinizdeki yatak. Sonra aradığınız tabak takımı. Sonra o güzel yuvanıza kısılıp kalırsınız. Bir zaman sahip olduğunuz şeyler artık sizin sahibiniz olur.

Belki de kendimizi daha iyi bir şeye dönüştürmek için her şeyi kırıp dökmemiz gerekiyor.

Dövüş Kulübü’nün birinci kuralı… Dövüş Kulübü hakkında konuşmayacaksınız.

Bir tümörüm olsa, adını Marla koyardım.

Narrator

Bizim kuşağımız büyük bir savaş görmedi, büyük bir buhran yaşamadı, ama bizim de bir savaşımız var. Büyük bir ruhani savaş bu. Kültüre karşı büyük bir devrim hazırlıyoruz. Büyük bir buhran bizim hayatlarımız. Biz ruhani bir buhran geçiriyoruz.

Gülüşünde iğrenç bir çaresizlik var.

Hiçbir zaman tamamlanmış olmayayım, ne olur. Hiçbir zaman halimden memnun olmayayım. Hiçbir zaman kusursuz olmayayım. Kurtar beni, tyler, kusursuz ve tamamlanmış olmaktan kurtar.

Babalarımız bizim için tanrı modeliydi.

Sizler işiniz değilsiniz. Sizler paranız kadar değilsiniz. Sizler bindiğiniz arabalarınız değilsiniz. Kredi kartlarınızın limitleri değilsiniz. Sizler iç çamaşırı değilsiniz. Sizler dünyanın dans edip şarkı söyleyen pisliklerisiniz.

Eğer bu Dövüş Kulübünde ilk geceniz ise, dövüşecek siniz.



Sekizinci ve son kural…

Kendi cerahatli ve hastalıklı çürümemi kucaklıyorum.

Bazı insanlar gece insanıdır. bazıları da gündüz insanıdır.

Sevdiğiniz herkesin size sırt çevireceğini ya da öleceğini fark ettiğiniz zaman ağlamak kolaydır.

Ve sonra bir şey oldu. Kendimi bıraktım sonsuzlukta kaybolup. Karanlık sessizlikle bütünleştim. Özgürlüğü buldum. Ümidin kaybolması özgürlük demekti.

Dişlerinin arasında bir silahın namlusu varsa, yalnızca sesli harfleri söyleyebilirsin.

Elime tüfek alıp türünü korumak için çiftleşmeyen her pandayı vurmak istiyorum. Petrol tankerlerini açıp hiç görmeyeceğim Fransız sahillerini kirletmek istiyorum. Duman solumak istiyorum.

Dövüş Kulübü’nün üçüncü kuralı… Birisi dur derse ya da sakatlanırsa kavga biter.

Beşinci kural… Her sefer sadece bir dövüş olur.

Kavga etmeden nasıl bir şey olduğunu bilemeyiz. Yara izim olmadan ölmek istemiyorum. Hadi, hevesim geçmeden vur bir tane!

Herşeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeç. Bırak ne olacaksa olsun. Bırak olsun.

Bazen bir şey yapar ve belanızı bulursunuz. Bazen de yapmadığınız şeyler size belanızı buldurur.

Bir süre sonra herkesin hayatta kalma oranı sıfıra iniyor.

Sahip olduklarımız bize sahip oluyor.

O sarmalayıcı karanlıkta, başka birinin kolları arasına hapsolmuşken, hayatta elde edebileceğiniz her şeyin sonunda çöpe gideceğini anladığınız zaman ağlamak çok kolaydır.

Marla! Beni garip bir dönemimde tanıdın.

İnsan sevdiğini öldürür diye bir söz vardır ya. Aslında bakın, insanı öldüren hep sevdiğidir.

Damağındaki o küçük çizik, dilinle oynamasan hemen geçer ama duramıyorsun. Oynuyorsun.

Zaman geçtikçe sıfır noktasına yaklaşıyoruz.

Spor salonlarında ter atıp Calvin Klein’in tanımladığı olanlara acıyorum. Bir erkek böyle mi görünüyor?

Bu Sayfayızda Biribirinden Dövüş Kulübü Sözleri Okudunuz,  Ayrıca Sizler De Sitemize Katkıda Bulunmak İstiyorsanız; Yorum Bölümüne Bidiğiniz Dövüş Kulübü Sözleri Yazabilirisiniz.